Çift ve Aile Danışmanlığı:
“Aile” kavramını çocukluğumuzdan beri biliriz, ilkokulda öğrendiğimiz; “Toplumun en küçük yapı taşıdır: anne, baba ve çocuklardan oluşur,” gibi. Günümüzde halen aile ve çift terapistleri, psikologlar, psikolojik danışmanlar, sosyal psikologlar ve sosyal antropologlar, “aile kavramı” üzerinde çalışmaya devam etmektedirler. Aslında bu kavram, sosyal bilimlerin kesişim kümesinde yer alan önemli kavramlarından biridir. Ülkemizde okuma-yazma oranının ve orta yaş nüfusunun artması ile modernleşen, ilerleyen teknolojik değişimler ve “medya çağı” olarak adlandırılan bu çağ da çok sayıda farklı kültür, felsefe ve çevre içinde yaşanan değişimler yaşanmaktadır. Örneğin; kişilerarası kurulan ilişkilerin türleri ve içerikleri farklılaşma gösterdiği gibi, seçici yalnızlık, vb. durumlar, – aslında günümüzde “aile” kavramı yine toplumun en küçük alt sistemini oluştursa da- tek ebeveynli aile, boşanmış aile, koruyucu aile, vb. birçok yapısal değişimler olmasına neden olmuştur.
İlişkileri değerlendirirken, bebek halimizle annemiz ile -veya bakım veren kişi ile- kurduğumuz göz temasından başlayarak, onu koklamak, sesini duyunca rahatlamak, vb. temelden olan, bu bağlanma ihtiyacı, aslında yaşam yolculuğunda çevremiz ile kurduğumuz tüm ilişkilerimize yansır. Yetişkinlik döneminde ise, hayatı paylaşma, duygusal, cinsel, vb. ihtiyaçların giderilmesi için çift olabilme, doyum veren bir ilişki hayali, ilişkiye başlama ve onu sürdürme çabasına, romantik ilişkideki hazların ve tutkunun hissiyatını yaşamak ve düşlemek en insanı isteğe dönüşür.
Bazen ilişkide veya evlilikte çiftlerin birbirlerinden beklentilerinin karşılanması veya karşılanmaması, yaşanan dönüm noktaları, tutarsızlıklar, vb. durumlardan kaynaklanan nedenlerle, ilişkide hüsran, kaygı, hayal kırıklığı ve yıkıcı durumlar yaşanabilir. Özelikle güzel giden çift veya bir aile hayatında, yaşam döngüsünün getirdiği yeni sorunlar, krizler, değişimler sizi bir çıkmaza sokmuş olabilir. Aile sistemi içinde yer alan tüm üyeleri ve sizi etkilemeye, zorlamaya ve tüketmeye başlayabilir. Örneğin, çiftler arasında iletişim problemlerinin artması, sosyo-ekonomik ve kültürel farklılıklar, değişimler, evliliğe hazırlık veya nişanlılık dönemi, geniş ailenin ilişkiye etkileri, yeni evlilik, ilk çocuğun doğumu, okula başlaması, ergenlik dönemi, evladın evlenmesi, hastalıklar, kayıplar, vb. pek çok sorunla karşılaşınca nasıl davranacağını bilemeyebilir veya hayat ve ilişki kalitemiz zedelenebilir. Bu süreçte, deneyimli bir çift ve aile terapistinden destek almak hem sizin hem diğer aile üyelerinin hem de aile dinamiklerinin gelişimi açısından çok önemlidir.
Sistemik aile terapisi yönelimli terapötik çalışmalarımla çift veya aileyi bir sistemik bakış açısı ile değerlendirerek, çözüm odaklı ve kısa süreli terapi yanı sıra sanat terapisi ile çift ve ailelerin birbirleriyle uyum sağlamaları, etkin iletişim ve ilişki kurabilmeleri için sorunlarla baş etme becerilerinin ve aile gelişimlerine yönelik psikolojik yardım hizmeti vermekteyim.
Sistemik Aile Terapisi nedir?
Sistemik psikoterapi yaklaşımı, 20. yüzyıl başlarında aile terapisi için geliştirilen ve bilimsel araştırmalarla temellendirilen bir yaklaşımdır. Aileyi bir sistem olarak görür ve sistem değiştiğinde bireylerin de değişeceğine inanır. Sistemin değişmesi için birçok farklı yaklaşım ve teknik kullanılır, aile rolleri, aile dansı dediğimiz yaşam sürecinde, kalıplaşmış olan aile tutum ve alışkanlıklarını değiştirmeyi ve bu değişime ayak uydurmasıyla ailenin, aile olarak kalabilmesine ve yeni sistemde görülen ve görülmeyen değişimlerin, aksamadan çalışan bir saatin çarkları gibi işlevselliğini artırmaya çalışan bir terapi yaklaşımıdır.